Günümüz dünyasında kimse “yaşlanma” yı kendine yakıştıramıyor. Çünkü yaşımız ilerlese de aktif olarak çalışıyoruz, her türlü sosyal faaliyetin içinde yer alıyoruz ve her türlü fiziksel aktiviteyi yapabiliyoruz. Doğrusu gönlümüz “yaşlanmıyor” ama yüzümüz?
Yüzümüz ve özellikle göz çevresi, vücudun en çok hareket eden bölgesidir. Aynı zamanda buradaki deri vücuttaki en ince deridir ve güneşte kalma süresi vücudun her yerinden daha fazladır. Bu nedenlerle, yaşlanma özellikle göz çevresi ve yüzden başlar.
Peki, bu durumda ne yapmalı?
Tabi ki oküloplastik cerrahi yapılabilir. Fakat bazı hastalarım bana: “Beni ameliyat etmeden sarkık üst göz kapaklarımı ya da göz altı torbalarımı-gözaltı oluklarımı toparlayamaz mısınız? Göz çevresindeki cildimi ameliyatsız gençleştiremez misiniz?” diye soruyorlar. Cevabın anlaşılması için yüzün nasıl yaşlandığına kısaca bakalım:
Yüzümüz nasıl yaşlanır?
Yüzümüzün en erken yaşlanma belirtisi göz altları ve üst yüzde başlar.
Bunun 3 nedeni vardır:
- Derinin gençlikteki elastikiyetini kaybetmesi
- Yanak altı yağ dokusunda yaşla gelen erime ve hacim kaybı
- Yukarıdaki nedenlerle yer çekimine karşı koyamama ve yere doğru “sarkma”
Çevremizde cerrahi olarak yüzünü gerdiren insanların “gergin” olduklarını, fakat genç bir insandaki dolgunluk ve parlaklığı taşımadıklarını görürüz. Bunun nedeni cerrahide yukarıdaki 3 faktörün tümünün düzeltilmemiş olmasıdır. Derinin gerilmesi ile sarkma bir ölçüde giderilmektedir, fakat derinin görünüşü iyileştirilmediği ve deri altı yağ dokusu kaybı yerine konmadığı zaman kişi gençleşmiş bir görünüme kavuşamamaktadır.
Günümüzde cerrahi uygulanmadan yapılan bazı işlemlerle yukarıda bahsettiğim 3 neden dengeli olarak düzeltilirse memnuniyet verici görünümler elde edilebilir. Bu gibi uygulamaları en çok göz çevresi, üst kapaklar, göz altları, gözyaşı oluğu, göz kenarlarındaki kaz ayağı kırışıklıkları, kaş arası oluklar, alın çizgilerinde yapıyoruz. Yapılan minimal invaziv- cerrahi dışı işlemler genellikle aylar içinde tekrarlanması gereken işlemlerdir. Fakat cerrahi ile karşılaştırıldığında komplikasyonların daha az ve daha kolay düzeltilebilir olması, iş-güçten kalma süresinin çok kısa olması, maliyetin daha düşük olması nedeniyle günümüzün hızlı yaşayan insanları tarafından daha çok tercih edilmektedirler.
Peki, neler yapabiliyoruz?
. Mikro iğneleme (Derma Pen®)
. Gençleştirme, aydınlatma, leke açma amaçlı Mezoterapi uygulamaları
. Cİlt altı kolajen indükleme iplik yerleştirilmesi
. Mezoterapi ile güçlendirilmiş hyalüronik asit nem dolgusu (gençlik aşısı)
. Botilinum Toksin A (BOTOX®) uygulamaları
. Hacim ve gençleştirme amaçlı dolgu uygulamaları / Gözyaşı oluğu dolgusu
. Göz çevresi ve göz altı ışık dolgusu
. Plazma Pen (PlasM®) plazma enerjisi ile göz çevresi gençleştirme uygulamaları